Fiziksel olarak çok yorucu işte çalışan işçilerin durumu

(4316) no'lu fetva: (Bölümün numarası 10; Page No. 234) Soru : Allah'a hamd, Peygamberine salât ve selam olsun. Yüce Allah'tan İslamı ve Müslümanları aziz kılmasını ve dini düşmanlarından korumasını niyaz ediyoruz. Batı Almanya'da Yongitin Üniversiteye bağlı bir İlmi Enstitüsünden (İş Tıbbı ve Sosyal Tıbbı Araştırmalar Enstitüsü) bize bir mektup geldi. Bu mektup fıkhi olarak Ramazan ayı ve oruçla ilgilidir. Bu işin önemine binaen sizlerle istişare etmeye ve en doğru sonuca ulaşmaya karar verdik. Bize ulaşan sorular aşağıdadır : Özellikle yaz aylarında bedenen yorucu işlerde çalışan işçilerin Ramazan orucu ile ilgili durumları nedir? Örneğin, metal eritme ocaklarında çalışan işçiler. Dünyanın kuzey bölgelerinde (İskandinav ülkeleri) yaşayan insanlar orucu nasıl tutarlar. Güneş ya bir kaç dakika süreyle batmakta ya da hiç batmamaktadır. Durum bazen zor olmaktadır. Hükumet Almanya'daki yabancı işçiler için uygulanması gereken kanunlar çıkarmaktadır. Almanya'daki müslümanların sayısı yaklaşık bir buçuk milyon kadardır. Bizler bu sorulara cevap verilirken bu durumun gözardı edilmesi durumunda bu ülkelerde yaşayan Müslümanlara sıkıntı doğabileceğini düşünüyoruz. Onların çoğu da şeri hükümleri pek bilmemekteler.

Cevap : Bilindiği gibi herkesin zarureten bilmesi gerekir ki, oruç her Müslüman’a farz ve İslam’ın bir rüknüdür. Her Müslüman orucunu tutmalı ve sevabını umarak cezasından sakınmalıdır. Tabi bu arada kişi dünyadan nasibini unutmaz, dünyasını da ahretine öncelemez. Eğer farz ibadetlerini ifa ederken dünya işi ile ibadeti arasında kalırsa, ikisini bir arada yapmalıdır. Sorudaki örnekte kişi, geceyi iş zamanı olarak addeder. Eğer bu mümkün olmazsa maaşsız olsa bile ramazan ayında iş yerinden izin alır. Eğer bunu da yapamazsa, iş ve ibadetini bir arada yürüteceği bir iş bulmalıdır. Bu tür ağır işlerin çalışılacağı işyerleri çoktur. Nitekim ayette şöyle buyrulmaktadır : Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder.(2)Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. (Bölümün numarası 10; Page No. 236) Eğer bir iş bulamazsa ve hükümetin kanunlarının ibadetlerini ve farzlarını yapamayacak kadar ona karşı yöneleceğini düşünürse, dinini yaşamak için başka yere hicret etmelidir. O gittiği yerde Müslümanlarla iyilik ve takva üzerine yardımlaşmalıdır. Ayeti kerimede şöyle buyrulmaktadır : Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek bir çok güzel yer ve bolluk (imkân) bulur. Allah Te'âlâ dedi (Resûlüm!) Söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir. Eğer bunların hiçbirini yapamazsa ve soruda zikredildiği gibi zor durumda çalışmak zorunda kalırsa, orucuna başlar ve zorluk durumunun ilk anında zorluğa düşmeyecek kadar yer ve içer, daha sonra oruca devam eder ve daha sonra orucunu kaza eder. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.