Emekliliğin maaşı

(Bölümün numarası 23; Page No. 474) (18608) Numaralı fetva: Soru: Değerli hocam, Allah ömrünüzü uzatsın. Bizi seninle değerli ve rahmet yurdunda bir araya getirsin. Sorum şudur: Ben hanımın babasının hukuken vekiliyim. Bu adam 4/2/1416 yılında vefat etti (Allah rahmet etsin). Adamın kız ve erkek çocukları ve bir hanımı vardır. Bütün çocuklar büluğa ermiş ve evlenmişler. Bu adam geçmişte yaptığı hizmetlerin karşılığında emekli maaşı alıyordu. Ayda yaklaşık (800) riyal alıyordu. Yaşlandığı sıralarda bana umumi vekalet verdi. Bu vekalet bu parayı almamı da kapsıyordu. Ben bankada kendi adıma bu emekliliğin parasını yatırmak ve gerekli harcama işlemlerini kolayca yapmak için hesap açtım. İhtiyaç duyduğu zaman onun adına o paradan harcıyordum. Şimdi (daha önce de söylediğim gibi) adam vefat etti. Emekli maaşı her ay düzenli hesaba yatmaktadır. Ben bankaya emeklinin vefat ettiğini ve gerekli şeylerin yapılmasını bildirdim. Bana şöyle dediler: Mirasın hasredilmesi; kadının belli bir geliri var mıdır? Küçük çocukları var mıdır? Bu adamın büluğa ermiş ve evlenmiş kız ve erkek çocukları var. Hanımı ise vefat eden kocasından daha fazla emeklilik maaşı almaktadır. Bu durumda kadın bu iki emekli maaşından birini almada tercih sahibidir. Bu sistem emekliliğin faydasıdır. Ben vekil olarak Medine-i Münevvere’de oturan ilim ehline sordum. Onların içerisinde şöyle diyenler oldu: Bu emekli maaşı vefat eden kişinin dinen hakkıdır. Geçmişte çalıştığı maaşından kesilmiştir. Onların içerisinde şöyle diyenler oldu: Bu soruyu iyi bilen alimlere sor. Sorum şudur: Ben bu parayı almaya devam edeyim, sonra onu çocuklarına ve hanımına vereyim veya bu parayı dinen hayırlı yerlere onun adına tasaddukta bulunayım mı? Ki rahmetli, bir yardım kuruluşunda yetimlere yardım etmekteydi. Onun maaşı devam ettiği müddetçe (Allah’ın izni ile) onlara yardıma devam edilecektir. (Bölümün numarası 23; Page No. 475)