(1272) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2:
Son oturuş ile selam arasında Resulullah'tan (s.a.v.) mesur dualar nelerdir?
Cevap2: Resulullah (s.a.v.) namazda teşehhütten sonra dört şeyden Allah'a sığınır ve sahabesine da son teşehhütten sonra dört şeyden Allah'a sığınmalarını emrederdi. İbni
Abbas'tan
(r.anhuma) rivayete göre Resulullah (s.a.v.) teşehhütten sonra şöyle dua ederdi:
Allah'ım, cehennem azabından sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım, Deccal'in fitnesinden sana sığınırım, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.
Bunu
Ebu Davud rivayet etmiştir.
Aişe'nin
(
r.anha) rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) namazda şöyle dua ederdi:
(Bölümün numarası 7; Page No. 58) Allahım, kabir azabından sana sığınırım, Mesih Deccal'in fitnesinde sana sığınırım, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allah’ım, borçtan ve günah işlemekten sana sığınırım.
Bunu
Ahmed,
Buhari,
Müslim,
Ebu Davud,
Nesai
ve Tirmizi rivayet etmişlerdir.
Ebu
Hureyre'den
(r.a.) rivayete göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Sizden biriniz son teşehhüdü tamamladığı zaman dört şeyden Allah'a sığınsın: Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve mesih deccalin şerrinden.
Bunu
Ahmed,
Müslim,
Ebu Davud
ve Nesai rivayet etmiştir.
Resulullah (s.a.v.),
Ebu Bekir es- Sıddık'a,
önceki nakledilenlerin dışında bir dua öğretmiştir. Ondan rivayete göre kendisi Resulullah'a (s.a.v.) şöyle demiştir:
Bana namazda okuyacağım bir dua öğret. O da, şöyle demesini buyurdu: “Allah'ım, ben kendime çok zulmettim, günahları bağışlayacak yalnız sensin, tarafından bir mağfiretle beni bağışla, bana merhamet et. Muhakkak sen, affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olansın.
Bunu
Ahmed,
Buhari
ve Müslim rivayet etmiştir.
Yine o (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Her namazın arkasından şöyle demeyi bırakma: Allah'ım seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et.
Dolayısıyla Resulullah (s.a.v.) teşehhütten sonraki dualar hususunda genişlik getirmiştir. İbni
Mesud
(r.a.) dedi ki:
(Bölümün numarası 7; Page No. 59) Biz, Resûlüllah (s.a.v.)'le birlikte namazda oturduğumuzda: "selam, kullarından önce Allah'a olsun, selam falana falana olsun" derdik. Resûlüllah (s.a.v.): "Selam Allah'adır, demeyiniz, çünkü Allah'ın kendisi selamdır. Fakat sizden birisi oturduğu zaman: Bütün tahiyyeler, salavât ve tayyibât Allah'adır. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sana olsun, ey Nebi. Selam bize ve Allah'ın salih kullarına olsun. Siz bunu söylediğiniz zaman yerdeki ve gökteki yahut yerden ve gökten her salih kula isabet eder. Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in (s.a.v.) Onun kulu ve Resûlü olduğuna şahitlik ederim" desin, sonra sizden her hangi biriniz beğendiği herhangi bir duayı seçip onunla dua etsin, buyurdu.
Bunu
Buhari,
Müslim
ve Ebu Davud rivayet etmiştir.
Diğerleri de buna yakın manalar ile rivayet etmişlerdir. Bu sebeple Resulullah (s.a.v.) kavli ve talimi ile ashaba dua alanının geniş olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca en faziletli olan; kişinin, namazında Resulullah (s.a.v.) veya sahabeden sahih yolla gelen haberlerden oluşan duaları okumasıdır. (Bölümün numarası 7; Page No. 60) Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.